13 Aralık 2010 Pazartesi

hakkında ne söylediler.

internette çok fazla vakit geçiriyorum. bence internette az vakit geçirmek çok mantıksız.

yani 21.yüzyıldayız. bilgi çağı kafaları işte. mesela ben erken yatamıyorum. erken yatınca çok fazla şey kaçırıyomuşum gibi geliyor.yatmadan önce yüz haber sitesi darbesi, 500 stumble, 10dan fazla kişinin blog sayfası ve daha fazlası.
ben bilgi bağımlısıyım. ha şimdi çıkıp da bu sefer diyeceksiniz ki, feysbuktan tivitırdan ve blogdan aldığın bilgi ne? neden vakit geçiriyorsun o kadar fazla. siz anlamadınız galiba. sanırım izlenesi tüm siyasi kimliklerin tivitırı var. anlık bir şeyler paylaşıyorlar. ben muharrem ince' ye bayılıyorum mesela. çok saçma bi tivitır kullanıcısı. ya kemal kılıçdaroğluna ne demeli? tavla oynuyorum diye tivit atıyo. ama saat gecenin 3ü filan. bence aşırı komik şeyler bunlar. peki lady gaga' ya ne diyeceksiniz? biftekli kostümüyle ödül törenine giden bir kadının an be an ne yaptığını takip edebilmek ve o anda bilgisayarın diğer ucunda biftekli bir kadın olduğunu bilmek çok fazla heyecan verici değil mi? bence öyle. dünyada sürekli bir şeyler oluyor. hepsini bilmek hakkım ve erişebileceğim kadar erişirim.
üstelik bana çok fazla çekici gelen şey, su anda dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir aletin karşısında herhangi renkte, herhangi bir dili konuşan, herhangi bir cinsiyette, benden yüz milyon kere daha farklı ortamda büyümüş ve farklı kültüre,dine, etiğe, hukuka sahip birisi var. netvörkümün diğer ucunda. ona eminönünden "naber?" diyebilmek çok çılgınca değil mi? su anda bunu yapabilen canlı, yüzyıllar önce hayvan kovalıyordu yemek için. anladın mı?

bir de feysbuk gelmiş geçmiş en mantıklı şey olabilir. simdi cıkıp da burda anlatamicam çok gizli oldugu için ama mesela fikir vermesi açısından söyleyeyim, biz bir tez üzerinde çalışıyoruz. onu hazırlamak için feysbuk kafalarını emmeliyiz. reelde ulaşabileceğimden bir milyon kat daha fazla insana ulaşabiliyorum.hatta tezimle ilgilenmesine bile gerek yok karşımdaki adamın. çünkü fotoğraflarını, ilgilendiklerini ve hangi liseden mezun olup, hangi okulda okuduğunu görebiliyorum. atıyorum hafızaya. işler çok kolaylaşıyor.
peki internet üzerinden çok farklı bir dilin oluştuğunun farkında mısınız? ben farkındayım. internet üzerinden dönüşen bir şeyler var. bence evriliyoruz. ve mesela bunu hissedebilmek oldukça ilginç bir şey. büyük kıyak da diyebiliriz.

bence bulunduğumuz noktadan itibaren insanın gelişimi, insanın karşısına çıkan dataları beyninde süzüp, günlük hayatta da maksimum verimle kullanabilmesiyle doğru orantılı olarak sağlanacak.öyle de oluyor.

bir de çok alakasız ama bunu da söylemeden edemeyeceğim; blogumu okuyup "ay o öyle değildi ki şöyleydi, aman şunu yanlış yazmışssın, biz o gün şunu yapmıştık aslında, şunu da eklesene, bunu da koysana, beni de yazsana" filan diyen herkesi kınıyorum. buraya her şeyi olduğu gibi yazacak olsaydım, yemin ederim hiç heyecan verici olmazdı. keza burası benim hislenip hislenip gece yarısı karşısına geçip o gün neler yaptığımı yazdığım genç kız günlüğü değil.bazen hissetmediğim şeyleri hissediyormuşum gibi yapıp, insanları kandırmayı seviyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder