18 Eylül 2012 Salı

Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olmasın!

Hello!

Aylar aylar sonra geri geldim. Çünkü çok sinirlendim. Çok da üzüldüm. Çünkü;

Dün sabah, Facebook'ta lise öğretmenlerimin paylaştığı "saçma salak" şeyleri görünce, iş arkadaşlarıma BANA BAKIN! dedim. Bana bakın, ben kurtarılmış bölgeyim. Beynimi zor şartlar altında muhafaza edip buralara gelebildim. Ben bir mucizeyim dedim. Bir Anadolu Lisesi'nde öğretmen diye dolanan insanların paylaştığı düşük zeka seviyeli şeyleri gördükçe ben resmen paçayı kurtarmışım, bu insanlara benzememişim dedim. Ne mutlu bana dedim. Oh dedim. Bi rahatladım. Neyse, ajansta bana iş çakıldı, çalışırken de mevzuyu unutuverdim. Daha evvelden de defalarca unutmuş olduğum gibi.

Gel gelelim, akşam evde ayaklarımı uzatmış televizyon izlerken elime telefonumu aldım ve klasik sosyal mecralar gezintime henüz başlamıştım ki o iğrenç manzarayla karşılaştım. Mezun olduğum Anadolu Lisesi'nde, ODTÜ MEZUNU bir kadının (öğretmen demiyorum, dikkatinizi çekerim) beyni patlamış PKK'lının fotoğrafını paylaştığını gördüm. Fotoğrafı burda sergileyip midenizi kaldırmak ve insanlıktan nefret etmenize sebebiyet vermek istemiyorum. Paylaşmayacağım. Ama o iğrenç fotoğrafın altında şunlar yazıyordu: "Çok Beğeni İsterim. Çok şikayet oluyor resim kaldırılıyor... PKK Yandaşları devamlı şikayet ediyor dostlarım sayfa kurucumuza engel geldi 3 gün paylaşım yapamayacak. Sayfayı beğenirseniz sevinirim mehmetçik hayranları.."

Bunu gördüğüm an kan beynime sıçradı ve yazıverdim dilimin ucuna gelenleri;



Kendisi ben bu yorumu yazdıktan bir kaç dakika sonra postu sildi.

Ben dayanamadım. Yine yazdım. Dedim ki;



























Peki o ne yaptı?

















Sabah kalktığımda, biraz yüzü kızarır, biraz utanır da siler şu yazdıklarını diye düşünmüştüm. Aslında ismini bile gizlememe gerek yoktu. Zira "kadın" kendisiyle gurur duyuyor olmalı ki silmemiş. Açık açık kendini hedef göstermiş. Sizce bu özgüven nereden geliyor? Sizi şikayet ettik dediğimiz halde, neden kimseden, hiçbir şeyden korkmuyor? Kime güveniyor? Neye güveniyor? Hangi zihniyete? Yoksa statükocu sisteme mi? Evet. Doğru bildiniz. Aynen öyle.

Sonuç mu?

Sonuç olarak kendisini isim vermeden ekran görüntüleriyle birlikte Eğitim-Sen'e şikayet ettik. Eğer geri dönüş alabilirsek isim de vereceğim. Cezalandırılması için elimden geleni yapacağım. Gerekirse hedef tahtası dahi olurum. Yeter ki, kafası karışık gencecik çocuklar nefretle büyümesin, ölmeyi ve öldürmeyi bir BOK sanmasın. Vatanı için ölmek ve öldürmek yerine, yaşamayı ve yükselmeyi hedeflesin. Hem de kendi için, vatanı için. Kan ve et kokusunu alıp gözü dönen canavarlar daha fazla nefret tohumları ekmesin bu zavallıların beynine.

Utanıyorum.

Bir Anadolu Lisesi'nde görevini sürdüren ve zamanında bizzat benim de dersime girmiş olan bu kadından;

U-T-A-N-I-Y-O-R-U-M!

Sadece utanmakla kalmayıp, o ve onun gibi insansıların öğretmen diye gezinip, yaptıkları nefret çığırtkanlıklarına kendi nefretimi kusuyorum.

Ey öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaksa, ben taşınıyorum!