20 Kasım 2010 Cumartesi

dirseğimi öptüm.

düşlediğim hayat bana düşündürülenden daha başka bir hayat. bütün master, burs, not ortalaması, iş imkanları, başlı başına çalıştığım iş, ödevler, paperlar, makaleler, okumalar, yazmalar, şunlar bunlar hepsi elimin tersine bakıyor. hepsini itip bambaşka bir şeyler yaşayabilirim. doğduğum andan itibaren bana aşılanan ve dikte edilen her duygu ve düşünceyi boşverebilirim, vermek istiyorum. hayal ettiğim şey çok başka. öylesi daha iyi olacak diyemiyorum, bilmiyorum ama mesela ben hayal ettiğim gibi yaşayamayacağımı biliyorum. sanırım "fak dı sistım" tam olarak burada söylenmesi gereken bir öbek. evet, fak dı sistım.

mesela ne istediğimi buraya yazsam bana şımarık derler. yazmam. söylemem de.
ama şu var; sonsuza kadar sadece kendi gönlümü yapmak için uğraşmak isterim.
düşündüm de, hayatımda en mutlu olduğum anlardan bir tanesi, barselona' da kaybolduğum zamandı. nasılolsa kayboldum diye her ara sokağa korkusuzca girip çıktığım ve kendi kendime yolumu öğrendiğim zamandı. birisiyle tanışmak da böyle bir şey olmalı ve işte tam olarak burada eksik bir şeyler var. ama neyin eksik olduğunu bilmiyorum. bu yüzden de bir yerlerde kaybolsam hiç de fena olmaz diye düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder