14 Nisan 2010 Çarşamba

kürkçü dükkanı -bu bir denemedir-

her zamanki saatte, her zamanki mekanda, her zamanki yerimde, her zaman içtiğimden ısmarladım ve beklemeye koyuldum.

her zamanki gibi gecikti.

geldi, yanıma oturdu. bana daha bir sey söylemeden büyük bira istedi barmenden.
birası gelene kadar da konusmadı. birasından bir yudum aldı ve,

-naber?
-iyi sayılır.sen?
-ehh işte.
-aç mısın ya? bir seyler yiyelim mi?
-yok değilim ya. sen açsın sanırım?
-evet de cok değil. neyse bi ara cıkar bi pilav filan yeriz.
-tamam.

yüksek taburelerde yanyana oturup, birbirimizin yüzüne bakmadan konusuyorduk. muhabbet -ne kadar muhabbet dersen artık ona- o kadar havadan ve sudandı ki ciddi ciddi devlet meteoroloji işlerini yerdik bir süre. "güneşli gösteriyordu sabah baktıgımda, su halime bak sıçan gibi ıslandım! bilmiyorsanız yazmayın kardeşim, bugünlük de bilemedik diyin!! "

ilk birasını o kadar hızlı içer ki, sen daha ilkinin yarısına gelmemişken o ikincinin yarısını çoktan geçmiştir bile.

eli ayağı durmuyordu. ben cok sakindim. sadece her türlü ruh hali içindeyken de yaptığım gibi dizimi sallıyordum sağa sola... aradan cok uzun zaman gecmisti ama birbirimize alısmak icin uzun zamana ihtiyacımız olmadı.boş bardağını barmene uzatıp, 1 tane daha büyük bira söyledikten sonra elini dizime koyup beni durdurdu ve yüzüme bakarak söylediği ilk cümlesi geldi; "bitmiş galiba? nasıl oldu?"

-normal
-iyi misin?
-iyiyim.neden olmayacakmışım?
-bilmem.
-senin işler nasıl?
-kötü ya. ayrılıyoruz. gerci ben alıstım. ama işte hukuki kısmı cok can sıkıcı.insan ugrasmak istemiyor.
-doğrudur.
-ee anlatsana.neler oldu?
-öyle iste yani neyi anlatayım.
-aa bu arada saçın güzel olmuş.
-sağ ol.cok net bir kadın tribi aslında.
-haha iyi olmus iyi, değişiklik iyidir.

hiç değişmemişti.ne konuşması, ne koca kahkahası, ne de konuşurken elini nereye koyacağını bilemeyen yaramaz cocuk halleri. sadece biraz zayıflamıştı ve gözlerinin altı çökmüştü.bana kalırsa yine yakışıklıydı. baskasına sorsan, hala serseri. gecen süre içerisinde 3 kadınla evlenmiş, 2 kere de boşanmıştı. Şu anda da 3. boşanma davasıyla uğrasıyordu. "Aaah kadınlar!" derdi. Bukowski' yi cok severdi.alkol,sigara ve kafa açıcı -belki de kapayıcı- maddelerin çoğunu kullanırdı.son durumundan haberim yok gerci...uykusuzdur. ben nasıl severim rüyalarımı anlatmayı. o uyuduğunu bile hatırlamazdı ki rüyasını anlatsın. hic de sevmezdi dinlemeyi ya, yine de "hıı öyle mi olmuş hayırdır inşallah" derdi ilgileniyor gibi gözükmek için. komikti. gercekten güldürürdü beni. okurdu. biraz pisti. umursamazdı yani gömleğindeki ketçap lekesini. ya da çözülmüş bağcıklarını. kalabalığı sevmezdi. ben isterdim ki hep kadife sokakta içelim ama o hep elimi tutar moda'ya sürüklerdi beni. "burası daha sakin, neden baskasının gürültüsünü dinleyelim ki? birbirimizi duysak yeterli." derdi...

-vallahi bravo. di'li gecmislerin hepsi currently de true.
-ilginç bir cümle oldu?
-bosver.

ben, okul bittikten sonra, akademik kariyer heveslerimden süper bir iş teklifi üzerine vazgectim ve cok iyi maaş alıyorum. kendime ait bir evim var.moda'da. 4,5 senelik nişanlımdan 1 hafta önce anlaşmalı olarak ayrıldım. bunun dışında herhangi biriyle ciddi bir ilişkim olmadı. kısa süreli ve cok miktarda iliski yasayıp, kendimi tüketmiştim, bambaska ruhlara girip cıkmıstım ancak bu beni daha da üretken yapıyordu ve işimde de başarılı olmamı sağlıyordu. hiç evlenmedim. 1 hafta önce ayrıldığım nişanlımla 3 sene birlikte yaşadım. bence iyiydik. yani son 6 ayı saymazsak...osman'la arada bir konusuyorduk. cok nadir de olsa karsılasıyorduk. o'nu bulmak cok kolaydır. yeri yurdu belli adamlar vardır ya hani, osman iste onlardandır. eğer birlikte olduğu kadın onu pahalı bir yerde yemeğe çıkmaya zorlamadıysa, kadıköyde içiyordur kesin. en fazla modaya gitmiştir.ama kadıköydedir.şuralarda bir yerde büyük bir bira içiyordur. yalnız gelir, yalnız çıkmaz. kadınlar sever onu.cünkü serseridir.
görüsme fikri nerden nasıl cıktı bilemiyorum.hatta ne ara sözleştik, ne ara saate ve mekana karar verdik filan hiç hatırlamıyorum.ama işte buradayız.birlikte.içiyoruz.ikimiz de bir çeşit başarısızlıklar yaşamışız ve üzerine laflıyoruz.

-kıçın büyümüş haha
-sağol, su an duymak istediğim son sey bu olabilir.
-hahahaha saka yaptım. ya hadi sigara içelim.ölücem.sigaran var mı?
-ben bıraktım sigarayı.
-şaka yapıyosun!!!salak mısın kızım sigara bırakılır mı? ya hiç başlamazsın ya da hiç bırakmazsın.
-şaka şaka içiyorum.HER ZAMAN İÇİYORUZ YANİ.
-vaay, unutulmamış. o adama noldu acaba ya öldü mü kaldı mı hahaha cenk ya adamım!!
-hadi kalk, biranı da al.
-tamam.

dışarı cıkıp ikişer tane sigara içtik ardarda. bu sırada, birkaç tanıdık gördü ve onlarla muhabbet etti. içeri girip, yerimize oturduk. biraz eski günlerden konusup güldük.bu sırada ben dördüncüyü içiyordum, o altıncı birasını bitirmişti. ben onu terketmiştim. cok kovalamıştu beni ama sonunda cok yorulmustu o da. ailem onu istemezdi. "pis bir cocuk, serseri o, sana yakışmıyor, hem ağzı da bozuk" derlerdi. bunlara hiç kulak asmadan yasamımın cok büyük bir kısmını onunla gecirmistim.hatta "sevgili" olarak hayatımdan cıktıktan sonra bile, fiziksel olarak büyük yer kaplamaya devam etti uzun süre.sonra işte başkaları filan derken, azalarak bitti.

9.birasına geçtiğinde hala sarhosluğa dair bir belirti gözlenmiyordu kendisinde.bense biraz iyiydim. caktırmamaya calısıyordum ama hemen anladı.dalga gecti."sen hep böyleydin kızım, iki birada sarhos oldugun günleri bilirim, hatta o iki birayla kusmustun bir kere de nası zor temizlemistim heryeri.ıyy iğrenc kadın hahahah" diye devam etti. 10 dakika falan hic konusmadık.

-seni cok özlemisim ya.
-ben de özlemisim galiba.
-galiba mı? yalancı. bariz özledin sen de.hem de cok özledin.
-olabilir.
-salak kadın.
-sus be gerzek.
-hadi pilav.
-hadi.

pilavcıya gittik. hesabı bana ödetti. sonra kalkıp modaya yürüdük. ellerini cebine sokup, önden önden yürüdü. beni eve bıraktı. çantamı yere attım, maillerimi kontrol ettim ve dişlerimi fırcaladım.üstümü degistirip kanepeye attım kendimi.televizyonu actım.15 dakika sonra kapı acıldı ve içeri girdi. anahtarı portmantoya astı. elindeki siyah poşette 7 tane bira, 2 paket sigara ve cok sevdiğimi bildiği soslu mısır vardı.

uyumadan önce söylediği son şey;

-uzun bir tatilden dönmüş gibiyim, evimi özlemişim.

oldu.




-böyle bir şeyin gerçek olabileceğini düşünen yoktur umarım. tamamen uydurmacadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder