10 Nisan 2010 Cumartesi

ucurtmayı ben cizdim

hayatımda hiçbir sayfayı 20 dakikada okumamıstım.sevgili yasar kemal, beni mi deniyorsunuz? kusuruma bakmayın ama pas gectim hayran kaldıgınız cicekleri anlattığınız 8 sayfayı.

bugün bir degisiklik yapıp, güne sigara yerine baklava ile basladım. nazım baklavayı buzdolabına koymus gece, sekerlenmis, kaskatı olmus. besindir, iyidir diye yedim yine de. saat 07.00 civarıydı.

sonra yattım yine. ayaz geldi. kedi hic sevmiyorum ama ayaz bambaskaymıs. birbirimizi izledik uzun süre.cok yakısıklı buldum onu. gel lan seviyim seni azcık diye enseden kavradım, pati attı, kaçtı. .

10.30 da karaköy güllüoğlu'nda bulustuk. marlouse cok tatlı bir kadınmıs.ve fransız degilmis. cok ilginc bir tur attık. "ezgi oraya gitmeyelim, metruk bir yere benziyor" cümlesini kurabilen, yakın bir zamanda da hüseyin isimli bir adamla evlenecek olan bir dutch ile çukurcuma senin galata benim dolastık.osmanlıca gördügümüz her yazıyı cektik. cok yoruldum. yokusları cıkarken, keske bacaklarım daha uzun olsaydı diye düsünüyordum. marlouse, "ben seni hep kadıköy' de görüyorum" dedi bana.doğrudur dedim. gözlemeciye gittik.

uykusuzluktan ölecektim. starbucks a girdim. kitap okurken uyuyakalmıs numarası yaptım. yok, gercekten uyudum.kitap okudugum numaraydı. simdi de arkamdaki kanepeye göz kırpıyorum.

ben sanırım erdim.son ses, battlefield bad company 2 oynanan bir odada 1 saat deliksiz uyuyabildim. bak son ses diyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder